TÜİK verilerine göre 2022 yılında Türkiye'de 1.232.957 adet trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazaların ise 197.261 adedi ölümlü yaralanmalı trafik kazasıdır. Bu üzücü istatistikler karşısında, Trafik Kazası Tazminatı konusunda bilgi sahibi olmak hayati önem taşımaktadır. Kaza sonrası haklarınızı bilmek ve zararlarınızı telafi etmek için bu tazminatların kimlerden talep edilebileceğini anlamalısınız.
Trafik kazasında meydana gelen ölüm, yaralanma veya araçta oluşan zararlara göre tazminat talepleri değişiklik gösterir. Bu yazımızda sizlere Trafik Kazası Tazminatı konusunda detaylı bilgiler sunacağız. Ayrıca bu tazminatların kimlerden talep edilebileceğini de açıklayacağız.
Türkiye'de yaşanan trafik kazalarının hukuki sonuçları, birçok kişiyi yakından ilgilendiriyor. Trafik Kazası Tazminatı talep etme hakkı, belirli koşullar altında farklı kişilere tanınmıştır. Bu tazminat hakkının kimlere ait olduğunun bilmek, kazadan sonraki süreçte atılacak adımlar için oldukça önemlidir.
Trafik kazası sonucunda yaralanan kişi, öncelikli olarak Trafik Kazası Tazminatı talep etme hakkına sahiptir. Yaralanan kişi, tedavi giderlerini, her türlü iş ve kazanç kayıplarını, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplarını ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan zararlarını talep edebilmektedir. Ayrıca, kaza nedeniyle yaşadığı acı, elem ve ızdıraplar için manevi tazminat da isteyebilmektedir.
Kaza nedeniyle geçici veya sürekli iş göremezlik durumu oluşmuşsa, yaralanan kişi kalıcı sakatlık tazminatı talep etme hakkına sahiptir. Bu durumda, kişinin ömür boyu kalıcı iş göremezlik oranı adli tıp kurumu raporuna göre belirlenmektedir. Mahkemeler tarafından tazminat miktarına hükmedilmektedir. Bununla birlikte, kazada vücutta oluşan estetik görüntü bozuklukları için de ayrıca tazminat talep edilebilmektedir.
Trafik kazası sonucunda bir kişinin hayatını kaybetmesi durumunda, ölenin yakınları maddi ve manevi tazminat talep edebilirler. Türk Borçlar Kanunu kapsamında, ölenin desteğinden yoksun kalan kişiler "destekten yoksun kalma tazminatı" adı altında maddi tazminat isteyebilirler. Bu kişiler genellikle ölenin eşi, çocukları ve anne-babası olarak kabul edilmektedir.
Ancak ölenin yakınları kavramı, yalnızca eş ve çocuklar ile sınırlı değildir. Ölenin yaşadığı süre içerisinde kendisine destekte bulunmakta olduğunu ispat eden herkes, destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunabilmektedir. Örneğin, ölenin nişanlısı, kardeşleri veya bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler de bu kapsamda değerlendirilebilmektedir.
Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesinin 2. fıkrası gereğince, ağır bedensel zarar durumunda zarar görenin yakınları tarafından da manevi tazminat talebinde bulunulabilmektedir. Bu durum, yaralanan kişinin kendisi dışında, ailesinin de kaza nedeniyle manevi zarara uğradığının kabul edildiğini gösterir.
Örneğin, trafik kazası sonucunda cinsel uzvunu kaybeden kişinin eşi, kolunu ya da bacağını kaybeden küçüğün anne ve babası da manevi tazminat talebinde bulunabilmektedir. Yargıtay uygulamasında "ağır bedensel yaralanma", yaralanan kişinin uzuv kaybı yaşaması veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi olarak kabul edilmektedir.
Maddi hasarlı trafik kazasında, kazaya karışan aracı veya başkaca bir eşyası zarara uğrayan kişi tazminat talebinde bulunabilmektedir. Aracın sahibi, kaza sonucunda araçta meydana gelen hasarın giderilmesini, aracın değer kaybını ve kazadan kaynaklanan diğer maddi zararları talep edebilmektedir.
Ölümlü veya yaralanmalı trafik kazalarında ölenin veya yaralananın kullandığı aracın sahibi başka bir kişi olabilmektedir. Bu kişi de aracında meydana gelen maddi hasarın giderilmesi talebinde bulunabilmektedir. Kaza tazminatı talebi için, araç sahibinin kazadan itibaren 2 yıl içinde başvuruda bulunması gerekmektedir.
Sonuç olarak, Trafik Kazası Tazminatı talepleri, kazanın sonuçlarına ve kazadan etkilenen kişilerin durumuna göre farklılık gösterebilmektedir. Yaralanan kişiler, ölenin yakınları, ağır bedensel zarar gören kişilerin aileleri ve maddi hasara uğrayan araç sahipleri, ilgili mevzuat çerçevesinde haklarını aramak için tazminat talebinde bulunabilirler.
Trafik kazası sonrasında tazminat talep edilebilecek kişi ve kurumları bilmek, hak kaybı yaşamamak için önemlidir. Türk hukuk sisteminde Trafik Kazası Tazminatı talep edilebilecek taraflar açıkça belirlenmiştir. Zarar görenler, tazminat haklarını doğru kişilerden talep ederek zararlarını giderebilirler.
Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren kişi, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bu kapsamda, trafik kazasına neden olan sürücü, kusuru oranında tazminattan sorumludur. Sürücünün sorumluluğu "kusur sorumluluğu" olup, kazanın meydana gelmesinde kesin şekilde kusurlu olması gerekmektedir. Ancak, kazanın nedeni teknik arıza ise ve bu arıza sürücünün yanlış kullanımından kaynaklanmıyorsa, sürücü sorumlu tutulamamaktadır.
Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesine göre, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Araç sahibi, trafik tescil kayıtlarında malik olarak görünen kişidir ve kural olarak aynı zamanda işleten sayılmaktadır.
İşletenlerin sorumluluğu "tehlike sorumluluğu" olup, sürücünün ve yardımcı kişilerin kusurlu eylemlerinden "kendi kusuru gibi" sorumludurlar. Aracın sahibi, aracın üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığını veya aracın ekonomik çıkarının başkasına ait olduğunu ispatlayabilirse sorumluluktan kurtulabilmektedir.
Karayolları Trafik Kanunu'nun 91. maddesine göre, motorlu araç işletenler Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası yaptırmakla yükümlüdürler. Trafik Kazası Tazminatı taleplerinde, kazaya karışan aracın trafik sigortasını yapan sigorta şirketi, işletenin sorumluluğunu poliçe limitleri dahilinde üstlenmektedir.
Sigorta şirketleri genellikle dava açılmadan önce bir ödeme yaparlar. Ancak bu ödemeler çoğunlukla zararlara karşı düşük miktarlardadır. Bu sebeple, mahkeme sonunda hak edilecek tazminatlar daha yüksektir. Bu nedenle, sigorta şirketinin teklif ettiği ödemeyi kabul ederek ibraname imzalamak, ileride dava açma hakkını ortadan kaldırabilmektedir.
Taşımacılar, TTK'nun 806. maddesine göre yolcuları gidecekleri yere sağ ve sağlıklı olarak ulaştırmakla yükümlüdürler. İşverenlerin kendilerine ait veya kiralanan servis araçlarının işçilerine karşı meydana getirdiği zarardan sorumluluğu vardır. İş kazası niteliğindeki trafik kazalarında işveren, işçi sağlığı ve iş güvenliği hükümlerine uyup uymadığı açısından değerlendirilmektedir.
İşverence görevlendirilen bir işçinin kullandığı araçla görevde iken meydana gelen kaza tazminatı davası, işverene karşı da açılabilmektedir. Bu durumda işveren ilke olarak sorumlu olup, varsa ölenin kusuru oranında sorumluluktan kurtulabilmektedir.
Güvence Hesabı, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar, sigortasız araçların neden olduğu bedensel zararlar, sigorta şirketinin iflas etmesi ve çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazalarda, işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde başvurulabilecek bir kaynaktır.
Bu hesaba başvurulabilmesi için kazaya plakası belirlenemeyen bir aracın neden olduğunun somut olarak ispatlanması gerekmektedir. Hesaba başvuru süresi, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır. Ayrıca, her hâlükârda 10 yıl içindedir.
Trafik Kazası Tazminatı miktarının belirlenmesi, birçok önemli faktörün bir araya gelmesiyle oluşan karmaşık bir hesaplamadır. Bu hesaplamadaki en küçük değişiklikler bile, alınacak tazminat miktarını önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Bu nedenle, hangi faktörlerin tazminat miktarını ne şekilde etkilediğinin bilinmesi son derece önemlidir.
Kusur oranı, Trafik Kazası Tazminatı hesaplamasının en kritik unsurudur. Trafik polisi veya jandarma tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında belirlenen kusur oranları, tazminat miktarını doğrudan etkiler. Örneğin, yüzde 10 kusurlu olan kişi, toplam zararın yüzde 90'ını talep edebilmektedir. Yüzde 50 kusurlu kişi de, zararın yalnızca yarısını alabilmektedir. Ancak, yüzde 0 kusurlu olan kişinin tazminat alması mümkün değildir.
Kaza geçiren kişinin yaşı ve iş göremezlik oranı, tazminat hesaplamasında büyük rol oynar. Genç yaştaki bir kişi için yapılan tazminat hesabı daha yüksek olur. Çünkü çalışma süresi daha uzundur. Mahkemeler, kişinin 65 yaşına kadar çalışma hayatında olacağını kabul eder.
Maluliyet oranları ise şu şekilde sınıflandırılmaktadır:
Tazminat hesaplamasında kişinin gelir durumu önemli bir kriterdir. Düzenli çalışanlar için son maaş bordrosu, serbest meslek sahipleri için gelir beyannamesi veya emsal ücret esas alınmaktadır. Öğrenciler için mezuniyet sonrası emsal meslek geliri araştırılmaktadır. Çalışmayanlar için ise asgari ücret baz alınmaktadır. Bununla birlikte, Yargıtay içtihatları gereği, kişi çalışmıyor olsa bile gelecekte iş sahibi olma ihtimali göz önünde bulundurularak emsal ücret araştırması yapılması gerekir.
Manevi tazminat, kişinin yaşadığı acı ve elemin kısmen hafifletilmesini amaçlar. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi ilkesi esastır. Tazminat belirlenirken olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu, sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, maluliyet oranı ve olay tarihi gibi faktörler değerlendirilmektedir.
Türkiye'de her yıl binlerce trafik kazası yaşanmaktadır. Bu sebeple, mağdurların çoğu haklarını tam olarak bilmediği için hak kaybına uğramaktadır. Bu nedenle, tazminat davalarında zaman aşımı sürelerine dikkat etmelidir. Sigorta şirketlerinin ilk tekliflerini kabul etmeden önce de mutlaka değerlendirme yapmalısınız. Doğru bilgilerle hareket etmek ve gerektiğinde uzman desteği almak, Trafik Kazası Tazminatı sürecinde mağduriyetinizi en aza indirecek en önemli adımlardır. Haklarınızı bilmek ve aramak, adil bir tazminat almanın anahtarıdır.
Trafik kazası tazminatı; kusurlu araç sürücüsü, araç sahibi ve işleteni, sigorta şirketi, taşımacı veya işveren ve bazı durumlarda Güvence Hesabı'ndan talep edilebilmektedir. Tazminat talebinde bulunulan taraf, kazanın koşullarına ve sorumluluğun niteliğine göre değişiklik gösterebilmektedir.
Evet, kısmi kusurlu olan kişi tazminat alabilmektedir. Tazminat miktarı, kişinin kusur oranına göre belirlenmektedir. Örneğin, %30 kusurlu olan bir kişi, toplam zararın %70'ini talep edebilmektedir. Ancak tam kusurlu olan kişinin tazminat alma hakkı yoktur.
Trafik kazası tazminatını; kazada yaralanan kişi, kaza sonucu ölen kişinin yakınları, ağır bedensel zarar görenin ailesi ve maddi hasara uğrayan araç sahipleri talep edebilmektedir. Tazminat talebi, kazanın sonuçlarına ve etkilenen kişilerin durumuna göre değişiklik gösterir.
Tazminat miktarını etkileyen başlıca faktörler; kusur oranı, maluliyet oranı, yaş, gelir durumu ve destek süresidir. Ayrıca, manevi tazminat belirlenirken olayın meydana geliş şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gibi kriterler de dikkate alınmaktadır.
Sigorta şirketlerinin ilk teklifleri genellikle düşük miktarlarda olabilmektedir. Bu nedenle, teklifi hemen kabul etmek yerine bir avukata danışmak ve tazminat hakkınızı tam olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. Acele bir kararla ibraname imzalamak, ileride dava açma hakkınızı ortadan kaldırabilmektedir.