Değer Kaybı Davası Açmadan Önce Bilmeniz Gereken 7 Detay

  • Ana Sayfa
  • / Değer Kaybı Davası Açmadan Önce Bilmeniz Gereken 7 Detay
Değer Kaybı Davası Açmadan Önce Bilmeniz Gereken 7 Detay
Yayınlanma Tarihi: 24.07.2025 | Güncellenme Tarihi: 24.07.2025

Aracınız kaza geçirdiğinde değer kaybı davası açmak aklınıza gelen ilk çözüm olabilir mi? Araç kazaları sonrasında yaşanan değer kaybı, birçok araç sahibinin karşılaştığı ancak detaylarını tam olarak bilmediği bir konudur. Kaza sonrası onarılan bir araç, TRAMER kayıtlarına hasarlı olarak geçer ve bu durum aracınızın ikinci el piyasa değerini önemli ölçüde düşürür.

Bu yazımızda, değer kaybı davası açmadan önce bilmeniz gereken 7 önemli detayı sizlerle paylaşacağız. Bu bilgiler, hakkınız olan tazminatı alabilmeniz için yol gösterici olacaktır.

Araç Değer Kaybı Nasıl Oluşur?

Trafik kazası sonrası araç değer kaybı, birçok sürücünün karşılaştığı ancak tam olarak anlamadığı bir durumdur. Bir trafik kazası sonrasında aracınızın ikinci el piyasasındaki değerinde meydana gelen düşüş, değer kaybı davası açmak için temel gerekçeyi oluşturur. Bu değer kaybı, aracınızın onarılmış olmasına rağmen hasar geçmişi nedeniyle piyasa değerinin azalmasından kaynaklanmaktadır.

Araç değer kaybı, aracınız bir kazaya karışıp hasar gördüğünde ve tamir edilse bile ikinci el piyasa değerinin düşmesiyle oluşmaktadır. Çünkü bu kaza bilgileri TRAMER sistemine işlenmektedir ve potansiyel alıcıların talebini azaltmaktadır. Ancak her kaza değer kaybına yol açmamaktadır. Değer kaybı oluşması için aracın bir ya da birkaç parçasının değişmiş ya da geniş alanlarının boyanmış olması gerekmektedir. Sadece onarım yapılan ya da boya gerektirmeyen parça değişimlerinde değer kaybı talep edilememektedir.

Değer kaybı, aracın kaza öncesi ve sonrası ikinci el piyasa değeri arasındaki farkı ifade eder; ancak her kaza bu kaybı oluşturmaz. Küçük çaplı kazalar, sadece onarımla giderilebilecek hasarlar ya da önceki boyalı parçaların tekrar onarılması genellikle değer kaybı sayılmamaktadır. Değer kaybı hesaplanırken aracın yaşı, kilometresi, hasarın boyutu ve yapısal niteliği gibi faktörler dikkate alınmaktadır. Özellikle yeni, az kullanılmış ve yüksek segment araçlar daha fazla değer kaybetmektedir. 2025 düzenlemeleriyle birlikte sigorta şirketleri, özellikle beş yaş altı araçlarda bu talepleri daha titiz değerlendirmektedir. Kazada kusursuz ya da kısmen kusursuz olan taraf, değer kaybını karşı tarafın zorunlu trafik sigortasından talep edebilmektedir. Ancak kusur oranı, alınacak tazminatı doğrudan etkiler.

Değer Kaybı Davası Açmadan Önce Kusur Oranınızı Öğrenin

Değer kaybı davası sürecinde başarılı olmak için kusur oranınızı bilmek kritik öneme sahiptir. Kusur oranı, bir kazada tarafların ne kadar sorumlu olduğunu gösteren ve tazminat miktarını doğrudan etkileyen temel bir faktördür. Araç değer kaybı tazminatı alabilmek için ise %100 kusurlu olmamanız şartı aranmaktadır.

Kusur oranı, kazaya karışan motorlu taşıt sahiplerinin olaydaki sorumluluğunu gösteren bir değerdir. Bu oran, hem aracınızın tamir masraflarını hem de değer kaybı tazminatını doğrudan etkiler. Dolayısıyla, kusur oranının yanlış belirlenmesi, sizi büyük bir maddi zarara uğratabilmektedir.

Kusur oranı, trafik kazası sonrasında, kazaya karışan tarafların doldurduğu Kaza Tespit Tutanakları, sigorta şirketlerinin hasar departmanına iletilmektedir. Sigorta şirketleri en geç takip eden iş günü sonuna kadar tutanağı ve varsa fotoğrafları elektronik ortamda Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM)'ne iletmektedir. Tutanakların SBM sistemine girilmesini takip eden 3 iş günü içinde her bir sigorta şirketi kendi kusur oranı değerlendirmesini yapar.

Araç değer kaybı tazminatı alabilmek için kazada tamamen kusursuz ya da kısmen kusurlu olmanız gerekmektedir. Kusur oranınız %100 ise tazminat talebiniz reddedilmektedir. Kusur oranları genellikle %0, %50 veya %100 şeklinde belirlenmektedir. Sigorta şirketleri arasında 3 iş günü içinde mutabakat sağlanamazsa dosya, Kaza Kusur Değerlendirme Komisyonu'na iletilmektedir. Kusur oranlarına itiraz etme hakkınız vardır. Bildirimden itibaren 5 iş günü içinde ek belge sunarak değerlendirme talep edebilirsiniz. Kusur oranınızı SBM, e-Devlet, SMS ya da online sistemlerden sorgulayabilirsiniz. Değer kaybı tazminatı kusur oranına göre hesaplanmaktadır. Bu sebeple, kısmi kusur durumunda yalnızca kusursuz olduğunuz oran kadar tazminat alabilirsiniz. Bu nedenle dava açmadan önce kusur durumunuzu öğrenmek ve gerekirse itirazda bulunmak oldukça önemlidir.

Değer Kaybı Davası Açmadan Önce Haklarınızı Bilin

Değer kaybı davası açmadan önce, sahip olduğunuz hakları bilmek tazminat sürecinin sağlıklı işlemesi açısından kritik önem taşımaktadır. Araç değer kaybı, kazaya bağlı olarak aracın ikinci el piyasa değerinde meydana gelen azalmadır ve doğrudan zarar kapsamındadır. Bu zararı talep edebilmek için ilk şart, kazada %100 kusurlu olmamaktır. Ayrıca, yasal başvuru süresi kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıldır. Bu sürenin kaçırılması halinde hak kaybı yaşanır. Süreç, kusurlu tarafın trafik sigortasına başvurusu ile başlar. Şirketin ise 15 gün içinde dönüş yapması gerekmektedir. Aksi durumda “zımni ret” kabul edilerek hukuki süreç başlatılabilmektedir.

Sigorta şirketinden red gelirse ya da teklif edilen tutar yetersizse, iki yasal yol izlenebilmektedir: Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru veya doğrudan dava açmak. Tahkim süreci genellikle daha hızlı sonuç vermektedir. Dava süreci Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde açılmakta ve daha uzun sürebilmektedir. Her iki süreçte de güçlü bir ekspertiz raporu gereklidir. Başvuru sırasında belgelerin eksiksiz sunulması gerekmektedir;

  • Kaza tespit tutanağı
  • Ekspertiz raporu
  • Ehliyet ve ruhsat fotokopileri
  • Hasar fotoğrafları
  • Talep dilekçesi

Sigorta şirketine yapılan başvurular iadeli taahhütlü posta veya e-posta yoluyla iletilmelidir. Yasal yanıt süresi ise dikkatle takip edilmelidir.

Ek olarak, bazı kasko poliçelerinde değer kaybı teminatı yer almamaktadır. Ancak poliçeyi düzenlerken bu teminatın eklenmesi talep edilebilmektedir. Hukuki süreçte avukat desteği almak, özellikle bilirkişi raporlarına itiraz ve başvuru usulü gibi teknik konularda hak kaybını önlemek adına faydalı olabilmektedir. Sonuç olarak, süreci iyi yönetmek, yasal hakları bilmek ve zamanında adım atmak, değer kaybı tazminatını eksiksiz almanın temelini oluşturmaktadır.

Değer Kaybı İçin Sigorta Şirketine Başvuru Süreci

Sigorta şirketleri değer kaybı davası sürecinde kendiliğinden harekete geçmezler. Aracınızın değer kaybı zararını talep etmediğiniz sürece hiçbir sigorta şirketi bu ödemeyi kendiliğinden yapmayacaktır. Dolayısıyla, araç değer kaybı tazminatını alabilmek için öncelikle kusurlu tarafın sigorta şirketine başvuru yapmanız şarttır.

Başvuru sürecini başlatırken, sigorta şirketine sunmanız gereken bazı belgeler vardır:

  • Kaza tespit tutanağı
  • Ekspertiz raporu (varsa)
  • Aracın ruhsat ve poliçe bilgileri
  • Hasar fotoğrafları
  • Onarım faturası ve fotoğrafları
  • Kimlik bilgileriniz
  • Banka hesap bilgileriniz

Başvurunuzu sigorta şirketlerine e-posta, iadeli taahhütlü posta veya şirketin kendi web sitesindeki başvuru formları aracılığıyla iletebilirsiniz. Ayrıca, bazı sigorta şirketleri için SBM (Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi) üzerinden online olarak da başvuru yapabilirsiniz.

Sigorta şirketi, başvuruyu aldıktan sonra yasal olarak 15 gün içinde yanıt vermekle yükümlüdür. Ancak uygulamada süreç, eksik evrak gibi gerekçelerle uzatılabilmektedir. Bu nedenle başvuru sırasında tüm belgelerin eksiksiz sunulması ve sürecin dikkatle takip edilmesi önemlidir. Başvuruya rağmen sigorta şirketinden yanıt alınamazsa, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulabilmektedir. Zorunlu trafik sigortalarında, sigorta şirketi komisyona üye olmasa bile tahkim yoluna gidilebilmektedir.

Tahkim süreci, genellikle 4 ay içinde sonuçlanmaktadır. Karara itiraz edilirse bu süre 2 ay daha uzayabilmektedir. Sürecin daha hızlı ve etkili yönetilmesi için ise deneyimli bir avukattan destek almak faydalı olabilmektedir. Başvuru aşamasında SBM üzerinden eksper ataması yapılabilmekte ve gerekli hallerde başvuru sahibi tarafından talep edilebilmektedir. Ancak trafikten çekilen veya hurdaya ayrılan araçlar için değer kaybı ödemesi yapılmamaktadır. Araç yaşı, modeli, hasar durumu ve kusur oranı gibi faktörler ise tazminat miktarını doğrudan etkiler. Tüm bu süreçlerin dikkatli yürütülmesi, hak kaybı yaşamadan maksimum tazminat alınmasını sağlar.

Değer Kaybı Davası Açmadan Önce Bilmeniz Gereken 8 Detay

Ekspertiz Raporu Neden Kritiktir?

Değer kaybı davası sürecinde en kritik unsur, güvenilir bir ekspertiz raporudur. Bu rapor, aracın kaza sonrası değerindeki düşüşü somut verilerle ortaya koymaktadır. Sigorta şirketleri ve mahkemeler nezdinde ise en güçlü kanıt işlevi görmektedir. Aracın hasar durumu ve onarımı detaylı şekilde değerlendirilerek kazadan önceki ve sonraki piyasa değeri arasındaki fark belirlenmektedir. Böylece tazminat miktarının hesaplanmasında temel dayanak oluşturur.

Peki bir ekspertiz raporu tam olarak neleri içerir? İyi hazırlanmış bir raporda şu bilgiler mutlaka bulunmalıdır:

  1. Aracın üretim yılı ve kilometresi
  2. Hasar geçmişi ve bu hasarların niteliği
  3. Marka ve modeli
  4. Aracın piyasa değeri (kaza öncesi ve sonrası)
  5. Hasarın aracın değerine etkisi

Ekspertiz raporu, araç değer kaybı sürecinde hem sigorta şirketleri hem de mahkemeler tarafından "uzman görüşü" olarak kabul edilen kritik bir belgedir. Bu rapor, aracın kazadan sonraki değer kaybını somut olarak ortaya koyar. Çoğu zaman ise mahkeme kararlarına doğrudan etki eder. Ancak raporun geçerliliği için bağımsız, tarafsız bir kurum tarafından hazırlanması ve aracın detaylı bir şekilde incelenmesi şarttır.

Mahkemeler dava sürecinde bilirkişi raporlarına başvursa da, dava öncesi alınan nitelikli bir ekspertiz raporu bilirkişiye de yol gösterici olabilmektedir. Sigorta şirketleri de genellikle ekspertiz raporu olmadan değer kaybı taleplerini kabul etmemektedir. Bu nedenle, kaza sonrasında zaman kaybetmeden uzman bir ekspertiz firmasıyla çalışmak, tazminat sürecinde en önemli adımdır.

Sonuç olarak, ekspertiz raporu olmadan ne sigorta başvurusu ne de dava süreci sağlıklı ilerleyebilmektedir. Ekspertiz firması seçiminde dikkatli davranmak ve profesyonel destek almak, hak ettiğiniz değeri almanız için belirleyici olacaktır.

Başvuru Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Değer kaybı davası sürecinde yapılan hatalar, tazminat hakkınızı kaybetmenize neden olabilmektedir. Birçok sürücü, başvuru aşamasında bazı kritik detayları gözden kaçırmaktadır. Bu nedenle ya hiç tazminat alamıyor ya da hak ettiğinden çok daha az bir miktar alıyor. Değer kaybı davası başvurusunda yapılan en yaygın hatalar;

  • Eksik evrak sunmak
  • Yanlış hesaplama yapmak
  • Zaman aşımı süresini kaçırmak
  • Başvuruyu usule uygun gerçekleştirmemektir.

Sigorta şirketi, başvuruyu 15 takvim günü içinde değerlendirmek zorundadır. Ancak bu sürenin iş günüymüş gibi yorumlanması veya eksik belgelerle başvuru yapılması durumunda talebiniz reddedilebilmektedir. Başvurudan önce tüm belgelerin eksiksiz hazırlandığından emin olunmalıdır.

Başvuruda sunulması gereken belgeler arasında;

  • Kaza tespit tutanağı
  • Ekspertiz raporu ve faturası
  • Araç ruhsatı
  • Sigorta poliçesi
  • Onarım fotoğrafları
  • İletişim bilgileri
  • IBAN

Sigorta şirketi tarafından cevap verilmezse veya yetersiz bir tazminat önerilirse, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulabilmektedir. Komisyona başvuru, hızlı ve etkili bir yol olup, genellikle 4 ay içinde sonuçlanır. Alternatif olarak, icra takibi başlatılabilmekte veya Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açılabilmektedir.

Tüm sürecin sağlıklı ilerlemesi ve hak kaybı yaşanmaması adına, hukuki danışmanlık almak büyük avantaj sağlar. Doğru başvuru yöntemi, eksiksiz belgeler ve zamanında yapılan işlemler, değer kaybı tazminatınızı sorunsuz şekilde almanızı sağlayacaktır.

Zamanaşımı ve Başvuru Süresi

Araç değer kaybı taleplerinde zamanaşımı süreleri, Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesi ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesiyle düzenlenmiştir. Buna göre, zarar ve sorumlu taraf öğrenildikten sonra 2 yıl içinde, her hâlükârda kazadan itibaren 10 yıl içinde başvuru yapılmalıdır. Genellikle bu sürenin başlangıcı, kaza tespit tutanağının düzenlendiği tarihtir. Süre dolduktan sonra tazminat talebiniz yasal olarak reddedilebilmektedir.

Sigorta şirketine başvuru yapıldığında, şirketin 15 takvim günü içinde yanıt verme yükümlülüğü vardır. Bu sürenin iş günü gibi yanlış yorumlanması veya yanıltıcı beyanlarla başvuru sürecinin uzatılması hak kaybına yol açabilmektedir. Eğer 15 gün içinde yanıt alınamazsa veya teklif edilen tazminat yetersizse, dava açmak ya da Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurmak mümkündür. Tahkim süreci, zaman ve maliyet açısından mahkemeye göre daha avantajlıdır.

Zamanaşımı süresini kesmek için noter aracılığıyla ihtarname göndermek etkili bir yoldur. Bu işlem sürenin yeniden başlamasını sağlar. Ancak, hak kaybı yaşamamak için en güvenli yöntem, kazadan sonraki ilk 2 yıl içinde başvurunun eksiksiz tamamlanmasıdır. Sonuç olarak, değer kaybı tazminatı almak isteyenlerin sürelere hassasiyetle uyması, tüm sürecin en kritik unsurudur.

Sık Sorulan Sorular

Değer kaybı davası açabilmek için aracınızda önemli bir hasar oluşmuş olmalıdır. Kazada tamamen kusurlu olmamalısınız ve kaza tarihinden itibaren 2 yıl içinde başvurmalısınız.

Avukat tutmak zorunlu değildir ancak genellikle tavsiye edilmektedir. Avukatlar genellikle başlangıçta ücret talep etmez, tazminat alındığında ortalama %20 oranında ücret alırlar.

Hasar miktarı, aracın yaşı ve kilometresi gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Örneğin, 100.000 TL değerindeki yeni bir araçta 20.000 TL üzeri hasar, yaklaşık 15.000 TL değer kaybına neden olabilmektedir.

Sigorta şirketi 15 gün içinde ödeme yaparsa süreç hızlı sonuçlanır. Tahkim yoluna gidilirse ortalama 4-6 ay sürebilmektedir. Mahkeme yoluyla dava açılırsa daha uzun sürebilmektedir.

Tazminat miktarı; aracın kaza öncesi değeri, hasar miktarı, aracın yaşı ve kilometresi, kazadaki kusur oranı gibi faktörler dikkate alınarak uzman eksperler tarafından hesaplanır.

Telefon
Bize Ulaşın
Whatsapp

Bize Ulaşın